Doktor Eileen Kennedy-Moore, “Tek çocukların, yaşça en büyük çocukların ya da pek fazla televizyon izlemeyen çocukların hayali bir arkadaş yaratma olasılıkları daha yüksek,” diyor ve ekliyor: “Bu durumun sebebi hayali arkadaş edinecek fırsata sahip olmalarından kaynaklanıyor muhtemelen. Çocuklar, hayali arkadaş yaratmak için yapılandırılmamış zamana ihtiyaç duyarlar.” Birçok endişeli ebeveyn, “Hayali arkadaşlar yalnızlığın ya da sosyal beceri eksikliğinin bir belirtisi olabilir mi?” diye merak ediyor. Ancak görünen o ki, durum bunun tam tersi. Mayıs ayında Science Friday dergisinde yayınlanan bir makalede şöyle yazıyor: “Tarih boyunca, pek çok araştırmacı ve ebeveyn, hayali arkadaşları zararlı ve uğursuz olarak nitelendirmiş; onların sosyal bir eksikliğin, şeytani bir varlık tarafından ele geçirilmenin ya da zihinsel hastalıkların bir belirtisi olduğunu düşünmüşlerdir. Örneğin, Alabama Üniversitesi’ne ait Bilgi Geliştirme Laboratuvarı’nda psikolog olarak görev yapan Ansley Gilpin, yakın zamanda gerçekleşen bir olaydan bahsetti: Bir ebeveyn kızında şizofreni olduğundan şüphe ediyordu. Ancak daha sonra kızın yalnızca hayali arkadaşa sahip olduğu ortaya çıktı.” Neyse ki, araştırmacıların hayali arkadaşa sahip olmanın normal bir şey olmakla kalmayıp psikolojimize de fayda sağlayabileceğinden bahsetmesiyle beraber bu tür fikirler de yavaş yavaş yok olmaya başladı. Cari Romm, Hayali Arkadaşlar Çocukların Büyümesine Nasıl Yardım Ediyor? adlı makalesinde şöyle diyor: “Çocuklar bu arkadaşlarının gerçek olmadığını biliyorlar; günümüz araştırmacıları bu ‘uydurma’ arkadaşların yalnızlığın ya da sosyal eksikliklerin bir belirtisi olmaktan ziyade çocukların hayal güçlerini çalıştırabilecekleri normal bir yol olduğuna inanıyor.” 2004’te yapılan bir çalışma çocukların yüzde 65’inin bir noktada hayali bir arkadaşları olduğunu gösteriyor. Üç yaşında çocukların bile hayali arkadaşları olabiliyorken bu durumun en sık görüldüğü yaşlar 3 ve 8 arası. Bazı nadir durumlarda ise ergenliğe, hatta yetişkinliğe kadar devam edebiliyor. Ünlü polisiye yazarı Agatha Christie’nin 70 yaşında dahi hayali arkadaşlara sahip olduğu ve onları kitaplarındaki karakterlere tercih ettiği söyleniyor. Bu hayal ürünü arkadaşlar yalnızca hayal gücünü çalıştırmakla kalmıyor, kurgu arkadaşlıklar aslında sosyal ve dilsel gelişimi de tetikliyor. Çocukların hayattaki zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Bir araştırmaya göre, hayal ürünü arkadaşlara sahip olan çocuklar olmayanlara kıyasla başka insanların bakış açılarını daha iyi anlayabiliyorlar. Çalışmada bu durum, “Hayal ürünü bir arkadaş ile iletişim kurmak, çok yönlü bir rol yapma biçimidir ve bu nedenle çocuğun, hayal ürünü arkadaşının kişiliğini benimsemesini ve onun bakış açısını anlamasını gerektirir,” diye açıklanıyor. Bunun bir sonucu olarak, hayali arkadaşlar oluşturan yaratıcı çocuklar genellikle daha az utangaç oluyorlar ve daha gelişmiş kelime dağarcığına sahipler. Hayali arkadaşların olumsuz tarafı, bazen muziplik yapıp çocuğunuza kötü bir şey yapmasını söylemeleri ve çocuğunuzun istenmeyen bir davranışı olduğunda ebeveyn tepkisinden kaçınmak için hayali arkadaşını suçlaması. Ancak tüm yönleriyle düşünüldüğünde, hayali arkadaşa sahip olmak çocukluğun son derece normal ve sağlıklı bir parçası. Eğer çocuğunuz sizi hayali arkadaşıyla tanıştırırsa, telaşa kapılmayın. Hatta bunu çocuğunuzla beraber oynamak için harika bir fırsat olarak değerlendirin. Kaygılanıp endişelenmeyin çünkü hayali arkadaşı, çocuğunuzla olan arkadaşlık ilişkisinde görevini bitirdikten sonra yavaş yavaş kaybolacaktır. Çocuğunuzun olağanüstü yaratıcılıktaki hayal dünyasına ne kadar dâhil olursanız, aranızdaki bağ da o kadar güçlenir.
Psk. Aydanur Aydın