Bazı çocuklar yapıları gereği kendilerini ifade etmekte güçlük çekebilirler. Özellikle kendini ifade etmekte zorlanan çocukların aynı zamanda “hayır” diyebilme becerilerini geliştirmeleri gerektiğini fark ederiz. Bu beceri, öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir sosyal beceridir. Kendi sosyal çevremizde de bu konuda zorlanan yetişkinlerle karşılaşmak mümkün. Dolayısıyla da, çocukluk çağında bu konunun üzerine düşülmesi, çocuğun ailesi ve öğretmenleri tarafından bu doğrultuda yüreklendirilmesi ve desteklenmesi ileride yaşanacak sorunların önüne geçmek için bir fırsat olacaktır. Bununla birlikte, herhangi bir yetişkinin ve çocuğun “hayır diyebilme” becerisini kazanmasının bir süreç olduğunu vurgulamak gerekir. Çocuk, “hayır” derse, karşısındaki kişi tarafından reddedileceği inancına, ailesi veya akranları tarafından onaylanmayacağı düşüncesine kapılabilir. Bu inancın kırılabilmesi için ise çocuğun birkaç kez “hayır” demeyi deneyimlemesi gerekir.
Ev ortamında çocuklarımız için yapılabilecek en güzel şey onlara kendilerini ailenin çok önemli bir parçası olarak hissettirmek olacaktır. Aile içinde alınan kararlarda onların da fikirlerinin sorulması, kuralların ve beklentilerin sorgusuz sualsiz diretilmemesi ve zaman zaman aile toplantıları yapılarak çocuklara da söz hakkı tanınması önemlidir. Böylece, onlar da fikirlerine saygı duyulduğunu, kendi duygu ve düşüncelerinin önemsendiğini hissederler. Çocuklarımızın bize saygı duymalarını bekliyorsak, biz de onlara saygı göstermeliyiz. Onun sınırlarını fark etmek, rahatsız olduğu şeyleri yapmamak, anne ve babası olarak size de bazı konularda “hayır” demesini sağlamak güzel bir başlangıç olacaktır. Onların evde bazı konularda kendi kararlarını almalarına izin vermek yine özgüvenlerini destekleyen bir tutumdur. Yaşlarına göre bu konudaki özgürlüklerini sınırlandırabilir veya artırabilirsiniz.
Kendi sınırlarını çizmeyi öğrenmek çocukları tehlikeli durumlardan da korur. Kendi bedeniyle ilgili güvenlik kurallarını uygulayabilir ve çevresinin de bu kurallara uymasını bekleyebilir. Toplumumuzda özellikle geniş aile üyelerinin çocukları severken gösterdikleri yaklaşımları hepiniz gözlemlemişsinizdir. Çocuklara sorulmadan sıkıştırılarak sevilir, öpülür ve hatta bazen can acıtıcı şekilde bile davranılabilir. Bu ufak örnek bile onların kişisel alanlarına saygı duyulmadığının bir göstergesidir. “Seni öpebilir miyim?”, “Sana sarılmama izin verir misin?” gibi temel sorular çocuklara saygı duyduğumuzu gösterir.
“Hayır diyebilmek” mahremiyet kavramında ve cinsel eğitimde ne kadar önemli bir yer tutuyorsa, çocukların gündelik hayatlarındaki arkadaş ilişkilerinde de bir o kadar önemli bir rol oynar. İstemediği bir oyunu oynamak zorunda kalması, akran baskısına maruz kalması, arkadaşlarının yönlendirmelerine açık olması bunlara sunulabilecek birkaç örnektir. Çocuklar kendilerini rahat ifade edemediklerinde, bu durum arkadaş ilişkilerinde çatışmaya dönüşmez. Ancak, çocukların kendi iç dünyalarında çatışmalar yaşamalarına sebep olur.
Anne ve babaları olarak sizler istemediğiniz durumlarla karşılaştığınızda ne kadar sıklıkla “hayır” diyorsunuz? Biliyorsunuz ki, çocuklarınıza öğretmek istediğiniz tüm durumlarda en güçlü rol model sizlersiniz. Sizin evde yaptığınız paylaşımlar, başınızdan geçen bir olayı, sorunu, onu hangi yöntemlerle çözdüğünüzü duymak çocuklarınız için çok kıymetli. Dolayısıyla, sizin yakın çevrenizle ilişkilerinizde reddettiğiniz düşünceler olması çocuklarınıza bunu kendi hayatlarında da uygulama güvenini verecektir.
Uzm. Psk. Bahar Gençtürk