Günümüz ebeveynleri fazlasıyla korumacı tavırlarıyla dikkat çeker durumdalar. Çocuklarının hayatlarında ki her alana dâhil olma çabaları, ısrarcı tavırları, aşırı korumacı ve kollayıcı olmaları olumsuzluk içeren tutum ve davranıştır. Ben hayatımızda olan her davranışın, her tutumun dozunda ve kararında olmasından yanayım. Bir nevi çocuklarımız üzerinde yaratmış olduğumuz abartıdan kaçınmamız gerekiyor. Maalesef günümüz ebeveynleri çocuklarına her konuda “aşırı” davranmayı tercih ediyorlar. Hatta yeri geliyor çocuğunun duygularını kontrol etmeye çalışıyor ve duygularını yaşamasına fırsat vermiyor. Çocuklar mutlu olduklarında nasıl ki kahkahalarıyla hayatlarımıza neşe katıyorlarsa bırakın mutsuz olduklarında da üzüldüklerinde de gözyaşlarıyla duygularını ifade edebilmeyi öğrensinler. Çocuğunuz her ağladığında, her üzüldüğünde onu susturmaya çalışmayın. “Aman ağlamasın, mutsuz olmasın, o hep gülsün” mantığıyla hareket etmeyin. Eğer ki bu mantıkla hareket ederseniz ilerde güçsüz, kaygılı ve depresyona meyilli bireyler yetiştirmiş olursunuz. Ancak ebeveynlerimiz aşırı korumacı ve kontrolcü tavırlarını olumlu olarak görüyorlar ve bu tavrı ben çocuğumla çok ilgiliyim, onu çok önemsiyorum, hayatının her alanından her anından haberim var olarak algılıyorlar. Elbette ki onu önemsemek, onunla ilgili ve alakalı olmak çok güzel ancak dozunda olduğu sürece…
Belli bir sınırımız olmalı. Ancak bu sınır ne? Örneğin; çocuğunuzun arkadaşıyla oyuncak paylaşımında zorluk yaşadığını fark ettiniz diyelim ebeveyn olarak bekleyin ve durumu nasıl çözüme kavuşturacağını gözlemleyin, kendi başına halletmesine fırsat verin ki ben tek başıma da bir şeyleri çözüme kavuşturabiliyorum başarısını yaşasın. Bu sayede çocuğunuz çözüm odaklı bir birey olmayı ve her zorlukla baş edebilmeyi öğrenecektir. Eğer ki her soruna dâhil olmuş olursanız çocuğunuz zamanla her zorlukta yanında sizi arayacak, benim yardımıma elbet annem ya da babam koşacak ve benim bu sıkıntıdan kurtulmamı sağlayacak diyecektir. Siz ebeveyni olarak belli bir yaşa kadar çocuğunuz üzerinde kontrol sağlayabilirsiniz. Peki, üniversite yıllarında bu kontrolü sağlayamadığınız zaman ne olacak? Çekingen ve kendini değersiz hisseden, yeterli göremeyen bireyleri topluma kazandırmış olacaksınız. Çocuklarınız size bağımlı olmasınlar, sizden bağımsız sağlıklı, mutlu, başarılı, kendini ve ne istediğini bilen bireyler olsunlar. Siz sadece ışık olup önlerini aydınlatın ve geri çekilin sonrasını onlara bırakıp her duyguyu sonuna kadar yaşamalarına fırsat verin.
Psikolog / Aile Danışmanı
Başak Erdoğan