Okul Öncesi Eğitimine Genel Bir Bakış

Bebekler doğumlarından itibaren bir yetişkine bağımlı olarak hayata başlarlar. Bu bağımlılık, hayatta kalmak ve tehlikelerden korunmak için gerekli bir içgüdüdür. Bebek zamanla kendi bedeninin yetişkin bedeninden farklı olduğunu anlar. Ancak istek ve ihtiyaçlarının karşılanması ancak bir yetişkin ile birlikte olmaktadır. 

Çocuk, 2 yaşına geldiğinde yürüme- konuşma gibi yetilerinin de gelişmesi ile birlikte bir yetişkinden bağımsız olarak, kendi başına yapabildiği eylemlerin farkına varır, ve bunları geliştirmek ister. “Benmerkezci” olan bu dönem,  çocuğun beyin ve beden gelişiminin de oldukça hızlı olduğu bir dönemdir. 

3 yaşında ise, “başkaları” farkındalığı gelişmeye başlar. “Benim haricimde başkaları da var” fikrini algılayan çocuk, toplumu fark eder, toplumda yaşamanın gerektirdiği kuralları anlayabilecek kapasiteye gelir.  “Ben, ben, ben” düşüncesinden “birlikte” düşüncesine geçişin başladığı bu evrede çocuğun ihtiyacı sosyalleşmektir. 

Beyin gelişiminin, sosyalleşme isteğinin, keşfetme duygusunun en fazla olduğu bu dönemlerde çocuğun akranları ile geçirebileceği zamanları arttırmak gereklidir. Bunun için de çocukların özellikle 3-6 yaş arasında okul öncesi eğitim kurumuna devamı esastır. 

Peki nedir okul öncesi eğitimi?, Çocuğa ne kazandırır?, Ya da en değerli varlıklarınızı emanet ettiğiniz bir okul öncesi kurumu nasıl olmalıdır?

1. Okul Öncesi Eğitimi Nedir?
Okul öncesi eğitimi, çocuğun ilkokul 1. sınıfa başlayana kadar geçirdiği sürede kazandığı sosyal, dil, bilişsel ve motor becerilerin tamamını kapsayan bir dönemdir. 

Eğitim-öğretim hayatına atılan ilk adım olması dolayısıyla, hayatını şekillendirecek çok önemli bir süreçtir. 

2. Okul Öncesi Eğitimi Çocuğa Ne Kazandırır? 
Öncelikle sosyal bir ortamda akranları ile vakit geçiren çocuk, başkaları ile nasıl iletişime geçmesi gerektiğini, toplumsal hayatta nasıl davranması gerektiğini öğrenir. 

Yaşının gereği kadar sorumluluk almayı, üstlendiği görevi yerine getirmeyi, lider olabilmeyi, kendini ifade edebilmeyi öğrenir.  

Bir problemle karşı karşıya kaldığında nasıl çözüm bulabileceğini öğrenip uygulayabilir. 

Dinleme, izin isteme, sırasını bekleme, özür dileme, teşekkür etme, nezaket sözcükleri kullanma gibi birçok değeri öğrenir. 

Dikkat süresi artar, duyusal farkındalığı gelişir.

Eğitim içeriği bakımından zengin bir okulda; matematik- okuma yazmaya hazırlık- sosyal yaşam- fen- mutfak- etkinlikleri gibi çok yönlü kazanımları olan birçok faaliyete katılarak oyun oynarken bir yandan zihinsel ve fiziksel olarak kendini geliştirir. 

Yetkin ve yeterli personeli ile zengin bir okulda; kurucusundan öğretmenine, psikoloğundan hemşiresine kadar herkes, alanında yetkin olur. Aileler, çocuklarının, doğru kişiler tarafından objektif ve profesyonel olarak değerlendirildiğini bilir ve danışmanlık hizmeti alabilir. Aynı zamanda, herkesin işini iyi yaptığı bir ortamda mesleki tatmin yüksek olur. Bu da çalışma motivasyonunu arttırır. “Mutlu yetişkinler, mutlu çocuklar yetiştirirler”. 

Branş dersleri bakımından zengin bir okulda; sanat- spor- müzik- drama- satranç- dans- yüzme gibi birçok faaliyete katılarak kendini farklı alanlarda ifade etmeyi öğrenir. Aynı zamanda neye yatkın olduğu erken yaşta keşfedilmiş, geleceğe yön veren adımlar atılmış olur. 

Fiziksel bakımdan zengin bir okulda; sınıflarda farklı eğitim materyalleri, spor salonu, konferans salonu, bahçe, yüzme havuzu gibi birçok ortamda faaliyetlere katılarak bakış açısını zenginleştiren mekanlarda nerede ne şekilde davranması gerektiğini de öğrenerek vakit geçirir. 

Kısacası okul öncesi eğitimi, çocukların sosyal ilişkilerini güçlendirir, kendini ifade etme biçimlerini arttırır, dil gelişimine katkı sağlar, dikkat ve konsantrasyonunu güçlendirir, yeteneklerinin erken yaşta keşfedilmesini sağlar, beden hakimiyetini ve becerilerini arttırır, tüm bunların toplamında kendi potansiyelinin farkına varan çocuk özgüvenli bir şekilde ilkokul hayatına geçiş yapar. 

Tüm bu kazanımların gerçekleşebilmesi; işini “sevgi” ve “profesyonel bakış açısı” ile harmanlayabilen kurumlara bağlıdır. 

TEMA Anaokulları her biri alanında uzman çocuk doktoru, hemşire, öğretmenler, çocuk psikologları ile Ankara’da okul öncesi eğitimine yön vermektedir. 

Okulumuzda, Reggio Emilia Eğitim yaklaşımı ile çocuklara yaparak- yaşayarak öğrenebilecekleri deneyim ortamları sunulmaktadır. Her sınıfta iki öğretmen bulunmakta, her gün İngilizce eğitimi ile program desteklenmektedir. Ayrıca, görsel sanatlar, drama, jimnastik, dans, satranç ve müzik orff branş dersleri bulunmaktadır. Her ay düzenlenen müze- galeri- sergi ve doğa- gezileri ile aylık proje konuları desteklenmekte ve izlenen tiyatro oyunları ile estetik bakış açısı güçlendirilmektedir. 

Her şeyden önce çocukların bireyselliklerine saygı duyan, koşulsuz sevilmeyi hissedebildikleri, özgür düşünebildikleri, bol bol oyun oynarken fark etmeden öğrendikleri, denemekten- hata yapmadan çekinmedikleri bir alan hazırlanmakta, bu vizyon okulun kapısından girdiğiniz anda hissedilmektedir.

Ünlü Psikolog-yazar Anetha Solter’in dediği gibi; “her çocuğun her gün, kendine önem veren ve özel olduğunu düşünen bir yetişkinle zaman geçirmeye ihtiyacı vardır.” 

Küçük düşünürlerin büyük hayallerini gerçekleştirebilmek amacı ile, birlikte büyümek dileğiyle …

Uzman Psikolog Sibel Usta