Çocuğum Yeterince Empatik Mi?

Çocuğunuz başkasının oyuncağını elinden aldı, sınıf arkadaşına vurdu, misafirlikte pahalı bir vazoyu kırdı, ya da gittiğiniz markette hızla cebine bir şeker koydu… Üstelik bunları yaptıktan sonra neden özür dilemesi gerektiğini anlayamadı. Sizce ortada endişe etmeniz gereken bir durum var mı? Bunun cevabı aslında kesin bir evet ya da hayır değil. Bu soruya çocuğun gelişimsel dönemine bakılarak cevap verilmelidir. Eğer çocuk ilkokulun başlarındaysa, henüz hala benmerkezcilik devam ediyordur. Ancak, çocuğunuz ilkokulu bitiriyor, artık ortaokula adım atmaya hazırlanıyorsa, o zaman bu konuyu biraz daha ciddiyetle ele almak ve üzerine düşmek gerekir.

Çocuklarda empatik davranışlar 2 yaşından itibaren yavaş yavaş görülmeye başlanır. Ancak, bu 2 yaşında bir çocuğun kendini sürekli olarak bir başkasının yerine koyabileceği anlamına gelmez. Beyinde empatiden sorumlu bölge küçük çocuklarda henüz gelişmemiştir.  Empati doğuştan gelen bir özellik olmamakla birlikte, öğrenilebilen ve gelişebilen bir kavramdır. Çocuklar yaptıkları davranışlar sonucunda aldıkları geri bildirimlerle, çevrelerinden gelen uyarılarla ve yaptıkları gözlemlerle empati kurmayı ve insanlara değer vermeyi öğrenirler. Ne yazık ki, uzun uzun nasihat vermek, ciddi konuşmalar yapmak, kızmak ve bağırmak sanıldığının aksine işe yaramıyor. Bundan ziyade, gündelik hayatta çocuğunuzla geçirdiğiniz o önemsiz görünen dakikalar o kadar büyük önem kazanıyor ki! Bunu çok küçük bir örnekle açıklamaya çalışayım; ailecek birlikte film izlerken karakterlerden birinin diğerine fiziksel ya da sözel olarak zarar verdiğini düşünün. Filmin o sahnesi bittikten hemen sonra çocuğunuzla bir öğrenme ortamı oluşturabilirsiniz. “Sence zarar veren kişi neden bunu yaptı?”, “Peki zarar gören karakter nasıl hissediyor olabilir? Canı yanmış mıdır?”, “Zarar vermek yerine sence başka ne yapabilirdi?”, “Sence bu sorununu çözer miydi?”, “Sen olsan ne yapardın?”, “Arkadaşı bir daha onunla oyun oynamak ister mi?” gibi sorularla çocuğunuzdan kendini başkalarının yerine koymasını istemiş olursunuz. Buna ek olarak da tabii ki yine anne ve babası olarak sizlerin onlar için oluşturduğu örnek davranışlar çok önemlidir. Çocuğunuz gözlemleyerek sizin davranışlarınızı kendi davranışlarına dönüştürecektir.

Ebeveynleri olarak tabii ki çocuklarınızın acı çektiğini, üzüldüğünü, ağladığını veya kaygı yaşadığını görmek istemiyorsunuz. Ancak, çocuklar bazen gerçekten de bütün bu duyguları yaşamalılar ki bir başkasının nasıl hissedebileceğini düşünebilsinler. Onun yerine siz durumu düzeltmeye çalıştığınızda, ya da olumsuz duygularını hemen olumluya çevirmeye kalktığınızda, empati kurma becerisini geliştirmesine izin vermemiş olursunuz.

Küçücük bir davranış bile olsa, çocuğunuzun başka insanlara değer verdiğini fark ettiğinizi ona gösterin. “Kız kardeşinin en sevdiği oyuncağı kaybolduğunda onu bulması için yardım etmen çok güzel bir davranıştı. Eminim o da senin ihtiyacın olduğunda yardıma gelir!” Olumlu pekiştireçlerle nerede nasıl davranması gerektiğini zamanla daha iyi kavrayacak ve içselleştirecektir.

Uzm. Psk. Bahar GENÇTÜRK